ELİNDEKİ TEK VARLIĞI İNANCI








TÜRKİYE SESİMİZE SES VER



HERKES SAĞLAM KİŞİ BİR ÖZÜRLÜ ADAYIDIR



WWW.BLOGMAME.COM



9 Ağustos 2011 Salı

Haci mahmud efendi hz k.s.





Hocamızı bu aciz anlatmaya güç yettiremez, ne mümkün ki onu anlatabilmek Yazsan sayfalarca,dosyalarca kitaplarca bitiremezsin ama yinede hakkıyla anlatmaya gücü(m)n yetmez Onu bu günahkarın anlatmasından haya ederim Ama madem sizler istediniz, bende gücümün yettiğinde kısa bir şekilde bir şeyler yazmaya çalışacağım inşaALLAH Rabbim yardımcımız olsun


O Efendi Hazretlerimiz o kadar mübarek bir zattır ki şeriattan,haikatten,tarikatten,sünnetten asla taviz vermez Bunlar kendisinin bir parçası olmuştur O ALLAH dostunu hakkıyla anlayabilmek,anlatabilmek ne mümkün ki O ki derya Ondan bir damla bile sunabilirsem ne mutlu bana.


Mahmud Efendi Hazretlerimizin bir sözüyle başlıyalım inşaALLAH
Efendi Hazretlerimiz k.s. buyuruyor ki; 4000 den fazla sünnet var ve en fazla 3 tanesine uymadığımı görürseniz bana tabi olmayın.!.
ALLAHım bu mübarek zat ki böyle bu sözü hiç tereddütsüz söyleyebiliyor 4000 denfazla olan sünnetten 3 tanesini şart koşuyor Bu ne güzelliktir böyle Ona sevdalanmamak ne mümkün Sana varak için onu vesile kılmamak ne mümkün Vesile arayın diyorsun Mevlam Bizde vesile eyledik, ona layık olup, o mübarek dostunla birlikte sana varabilmeyi nasip eyle--amiin--


Efendi Hazretlerimizin bu sözünü duyan başka cemaatten bir kardeşimiz uzun süre Efendi hazretlerimizi takip etmeye başlıyor Araştırıyor,soruyor,soruşturuyor,izliyor vs Bir gün geliyor Efendi Hazretlerimize diyor ki; Ben sizi o kadar zamandır takip ediyorum ve tek bir sünneti yapmadığınızı gördüm diyor Oda sizin yamanız yok diyor Efendi hazretlerimiz cübbesinin içini açıyor ve yamasını gösterip diyor ki; biz yamamızı dışarı yapmıyoruz ki, bizi görenler fakir sanıp yardımda bulunmasın.!!!


Yine Efendi Hazretlerimiz sünnete o derece bağlı ki ; dişleri olmadığı halde misvak kullanmaya devam ediyor Misvağı damaklarına sürüyor Efendi hazretleri dişleriniz yok deyip,misvak kullanmasının sebebini soranlara ise bunu sünnet olduğu için terk etmediğini söylüyor


Yine Efendi hazretlerimiz malumunuz olduğu üzere hasta(Rabbim acil şifalar ihsan eylesin,öyle güç kuvvet salık sıhhat versin ki, at üzerinde koşturarak cihada gidebilecek kadar kuvvet versin--amiin) Ve hastalığıyla birlikte geceleri sık sık uyanıyor kendisi ve hasta olmasına rağmen her uyanışında tekrer abdest alıp öyle uyuyor Neden.? Çünki abdestli uyumak sünnet!
Biz gibi uyandığında yatağına daha sıkı sarılıp,daha derin uyumaya çalışmıyor


O ki ilim aşkıyla öyle dolu ki, Umredeyken -tabi onun umreye gideceğini duyan ve imkanı olan herkes de umreye gitmişti- O k.s. umredeyken tabi sohbetler oluyor vs Efendi mescidde mektubat dersi verirken gelmeyenler oluyor Hasta oldukları için gelemediklerini söylüyorlar ama Efendi 40 derece ateşide olsa gelsinler,öleceklerse burda ölsünler diyor - Osmanlı zamanında hatim dualarına komalıkları bile sedyelerde taşır getirirlermiş- Ve Efendi kendisi anlatıyor;


Dersi anlatırken diyor uykum geldi Uykuma git diyorum gitmiyor Ya git şimdi ders var,sonra otele çıkınca uyuyucam diyorum anlamıyor diyorBen git diyorum o geliyor Sonra diyor otele çıktım , bu sefer gel diyorum, bak istiyordun bedne söz verdim,şimdi uyuyucam diyorum bu seferde gelmiyor diyor


İlme,amele,hocalığa çok önem verir Talebeler hakkında buyuruyor ki; "Sizler Kurumuş Toprakların Yağmur Yüklü Bulutlarısınız! "
Yine "Bir yerde ilim olmazsa, orada zulüm olur" buyuruyor


Yine hakka da çok dikkat ederdi
Bu noktada bir asker arkadaşı ise şunları naklediyor:


“Mahmud Efendi istirahat saatinde öncelikli olarak mescide giderdi.
Abdest, namaz derken genellikle
yemek ictimalarına yetişemezdi.
Geç kaldığı günler ona yemek ayırırdım.
Yemeği alınca sorardı,
‘bu bizim bölüğün karavanasından mıdır?’
Hayır deyince başka bölüğün istihkakı bana helal olmaz der,
yemeği yemez, aç beklerdi.”


yine kerametleriyle ilgili bir başka kardeşimizden dinliyelim;
müridlerinden bir mübarek anlatıyor


umre de tavaf yapıyordum,Efendi hazretleriymiş onu gördüm
ama okadar nurlu,vakarlı bir bir yüzü,duruşu vardı ki
birden beni bir heyecan kapladı ve ona sarılma isteği doğdu içimde


gittim elini öptüm dua istedim
buyurdu ki ''babana iyi bak'' "tamam Efendi hazretleri dedim
ama ayrıldıktan sonra düşündüm
Efendi hazretleri benim yaşlı ve muhtaç bir babam olduğunu nerden biliyordu
annen ve babana neden demedi çünkü annem vefat etmişti
hayretler içinde Efendi hazretlerine bağlandım"


Adapazarlı Bilal Efendi (ALLAH rahmet eylesin), çok sadık ve çalışkan bir derviş idi. Efendi Hazretlerine çok hizmet etmiş, beraber seferlerde bulunmuş ve şakayı severdi. Efendi Hazretlerine nazı geçerdi. Hatta bir seferinde, Efendi Hazretlerini kucaklayıp illede uyuması yatağına yatırmıştır.
Kendi isteğini yapmak için taktik denemiş, hac yolculuğuna hazırlanmış, biletini almış giderken Efendi Hazretlerine uğrayıp izin istemiş;


Efendi Hazretleri de bakmış ki her şey hazır çaresiz 'git bakalım' demiş.
Mekke ye vardığımda bir hasta oldum ki yerimden kalkamı yorum, yatağa düştüm. Uyumuşum. Rüyamda sorgu melekleri beni kabirde imtihan ediyorlar:
- Rabbin kim?
Rabbimi bilmezmiyim, ama dilim dolandı bi türlü cevap veremi yorum. Melekler kızdılar.
- Peygamberin kim? Peygamberim canım Muhammed (Sallâllahü Aleyhi Vesellem) fakat bir türlü söyleyemiyorum, bocalıyorum. Melekler daha şiddetle
- Kıblen neresi?
Yahu zaten kıbleye geldim Kabe, ama diyemiyorum, konuşamıyorum. Şaşırdım kaldım, ne olacak diye ödüm patlayacak. Tam o sırada telefon çaldı. Meleğin biri diğerine aç bakalım, dedi. Melek telefonu açtı, bir ses tanıdığım sultanımız Efendi Hazretlerinin sesi:
-Onun Rabbi ALLAH' tır, peygamberi Muhammed Mustafa (Sallâllahü Aleyhi Vesellem) dir, kıblesi Kabe' dir ona dokunmayın o bizim adamımızdır, dedi ve rahat bir nefes alarak uyandım.


Yine Efendi hazretlerimize bir gün soruyorlar, Efendi Hazretleri siz hiç yalan söylediniz mi? diye Efendi öyle muhteşem cevap veriyor ki şahsen beni acaip bir hal alıyor. Buyuruyor ki; "BANA HİÇ SAATİ SORAN OLMADI Kİ.! "
Bakar mısınız dikkate Saat zamanı gösteriyor ve zaman o kadar önemli bir kavram ki onun yalanı en büyük yalan olsa gerek Ve ben Efendinin söylediği bu cevabı duyduktan beri saati tam dakkasıyla söylemeye daha dikkat etmeye başkadım Rabbim hepimize böyle ince düşünce nasip eylesin--amiin--


Karınca kararınca az da olsa birşeyler yazmaya çalıştık Umarım biraz olsun anlatabilmişimdir İyi okumalar Efendim

Benzeyen Konular..

0 yorum:

Yorum Gönder